HAYDİ
çağır; sana cevap veren var mı?
Ve
mukaddeslerden hangisine yüneleceksin?
2.
Çünkü öfke sefihi öldürür,
Bön
adamı da kıskançlık öldürür.
3.
Ben sefihi kök salmada gördüm;
Ve
hemen yurduna lânet ettim.
4.
Oğulları emniyetten ırak olurlar,
Ve
kapıda ezilirler,
Kurtaran
da yoktur;
5.
Onun ekinini aç adam yer,
Dikenler
arasından bile onu alır;
Ve
onların malına tuzak ağzını açmıştır.
6.
Çünkü dert topraktan çıkmaz,
Ve
zahmet yerden bitmez;
7.
Fakat insan meşakkate doğar;
Kıvılcımlar
yukarı uçar gibi.
8.
Fakat ben, ben Allahı arardım,
Ve
işimi Allaha bırakırdım;
9.
O Allah ki, büyük ve keşfedilemez şeyler,
Sayısız
şaşılacak şeyler yapar;
10.
Yeryüzüne yağmur verir,
Ve
tarlaların üzerine sular gönderir;
11.
Böylece düşkünleri yüksek yere kor,
Ve
yaslı olanlar selâmete çıkar.
12.
Hilekârların düşüncelerini bozar,
Ve
düzenlerini elleri yapamaz.
13.
Hikmetlileri kendi hilelerinde yakalar;
Ve
iğrilerin öğüdü hemen yıkılır.
14.
Gündüzün karanlığa çarparlar,
Ve
öğleyin el yordamı ile ararlar, geceymiş gibi.
15.
Fakat kılıçtan, onların ağzından,
Kuvvetli
adamın elinden yoksulu kurtarır.
16.
Ve fakire ümit gelir,
Kötülük
de ağzını kapar.
17.
İşte, Allahın terbiye ettiği adam ne mutludur;
Ve
Kadîrin tedibini sen hor görme.
18.
Çünkü o incitir, o sarar;
O
yaralar, onun elleri iyi eder.
19.
Altı sıkıntı içinde seni kurtaracaktır;
Ve
yedisinde belâ sana dokunmıyacaktır.
20.
Seni kıtlıkta ölümden,
Ve
cenkte kılıcın elinden kurtaracaktır.
21.
Dil kamçısından saklı kalacaksın;
Yıkım
gelince ondan korkmıyacaksın.
22.
Yıkıma ve kıtlığa güleceksin;
Ve
yerin canavarlarından korkmıyacaksın.
23.
Çünkü tarlanın taşları ile uzlaşmış olacaksın;
Kırın
canavarları seninle barışmış olacaklar.
24.
Ve bileceksin ki, çadırın selâmettedir;
Ve
yurdunu yoklıyacaksın, bir eksik bulmıyacaksın.
25.
Ve bileceksin ki, zürriyetin çok olacak,
Filizlerin
de yerin otu gibi.
26.
Tam ihtiyarlıkta kabre geleceksin,
Demetlerin
yığını mevsiminde kaldırıldığı gibi.
27.
İşte bu kadar, biz onu araştırdık, böyledir;
Bunu
dinle de, kendin için bil.